Hani şu, bu aralar çok duyduğumuz “girişimci” kelimesi var ya, işte ben de onlardan biri olma eğilimindeyim diyebilirim. Aslında bir şeylere başlamak için her zaman harikulade donanıma sahip olmak ve en deneyimlisi olmak gerekmez, bu daha çok gönülden atılan bir adımdır. Ancak yine de kurucusu olduğum şirket Arpeta Yazılım ve yürütmekte olduğum projelerde, eğitim ve meslek hayatım boyunca kendimde geliştirmeyi hedeflediklerimle işimi layıkıyla yapmak niyetindeyim.

Nerelerde okumuş, hangi sertifikaları alıp özgeçmişimizi neyle doldurmuş olduğumuzla beraber, insanlarla fikir paylaşımında bulunmanın da önemine inanıyor, belki de en klişe tabiriyle ‘insanlara dokunmak’ istiyorum.

“İnsanlara dokunmak ile yazılımın ne ilgisi var?” dediğinizi duyar gibiyim. İnanın bana çok ilgisi var. Adı üstünde “yazılım!” Yani şüphesiz bir yazarın duygularını kağıda döktüğü kelimeler gibi biz de fikirlerimizi klavyeye döküyoruz. Amacımız ekranın ardında yarattığımız dünyayla bir araya gelebilmek, bir araya getirebilmek ve hayata bir şeyler katmak.

İşte bu yoldaki heyecanla yürüttüğüm projelerin bir ayağı da CollectiveBytes Yazılım dergimiz ve şu anda tam da içinde bulunduğunuz blog sitemiz. Üç ayda bir çıkaracağımız dijital dergimizi ve sitemizde paylaşacağımız yazıları, iş dünyasından yazılıma kendi meslekleri çerçevesinde dokunan birçok önemli insandan toplayacağımız gibi şirket röportajlarına ve daha birçok yaratıcı içeriğe yer vereceğiz. Yazılım, teknoloji ve tasarımla her ne ölçüde ilginiz varsa, sizleri de aramızda görmekten veya çalışmalarımızı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.